Marangoz Servisi

Gurur Çağatay İpek

toplamayı farkında olmadan marifetleri arasına gizlemiş insanlar -ki zanaat sahiplerinin böylesi meslek sırlarına hakim olmaması kuru ekmeğe muhtaç kalmak korkusunu da beraberinde getireceğinden az çok zorunludur- ve bu insanların göz alıcı kusurlarını ustalıkla sergileme, onlarla övünme, dahası onlar sayesinde cömertlik kisvesi altında gönüllü hizmetkarlarını sömürme gibi başarıları vardır. Sözlerine duyulan güveni boşa çıkarmamak adına görülmeye değer bir gayretkeşlik eşliğinde savurdukları yaratıcı hikayelere inanmamak için insanın kendi dimağına olmadık kuşkuların yerleşmesine izin verip hiç yaşanmamış ama ibretlik derslerin çıkarılması için birebir sayılabilecek, tuhaflıklarının yanı sıra esrarengiz olma vasfını da taşıyan masallara sığınması gerekiyor. Çalışmanın erdem sayıldığı dönemlere atıfta bulunan birtakım molaların verildiği uzun saatler esnasında edindiğim tecrübeye dayanarak vardığım sonuçları gözden geçirdiğimdeyse Adil Usta’nın marangoz atölyesine adım atanlar arasında bu nitelikleri şahsiyetlerinin vazgeçilmez parçası haline getirmiş kimselerin olduğunu görmedim. Bu durumun bir sorumlusu belki de benimdir çünkü kusurlarını çevik bir zeka ve kıvraklığa müsait bir deneyimle örtmeyi başarabilen insanların gözlerinin içine baktığımda saygınlığı para ya da mevki yoluyla edinme çabasına girip ödülünü de sonuna dek hak etmiş olduklarını görünce gözlerimi nemlendirerek orada bulunmasının bir anlam ve amacı olan tahtalara dikmiş olabilirim. İçine girmek isteyenlere unutamayacakları bir estetik deneyim sunan, yaratıcı ruhun emek ve azimle inşa ettiği bu talaş mabedi; ne yazık ki sabırdan nasibini almamış, Adil Usta’nın bir kerecik ağzından öylesine çıkıvermiş gün sayısına bel bağlayarak beklemek erdemini gösteremeyecek denli sanatın yatıştırıcı ve affedici etkisinden uzak zevk sahipleri için adeta bulunduğu sokağın köşesini zapturapt etmiş bir örümcek ağını andırsa da gerçeğin hiç ama hiç öyle olmadığına dair kefil kabul edilebilecek yegane tanıklardan biri gibi hissettiğim için rahatlıkla sorabilirim ki: Söz, eylem değilse nedir?